TARİHİ YOK ETMEK
TARİHİ YOK ETMEK
TARİHİ YOK ETMEK
Son
zamanlarda salgın hastalığın da psikolojik etkisiyle doğaya merak saldım. Hafta
sonları dağcılık kulübü bünyesinde doğa yürüyüşleri vaz geçilmezim oldu.
Gezmek,
dolaşmak insana ayrı bir haz veriyor.
Huzur
doluyor insanın içine, huzur buluyorsun.
Ülkemizin
her bir yeri bir cennet. Her yer tarihi kalıntılarla dolu. Nereye baksanız, “Bir
zamanlar buralarda birileri yaşamış ve bir medeniyet kurmuş.” diyorsunuz.
Anadolu
medeniyetlerin beşiği; bir sürü devlet kurulmuş, yıkılmış, her yeri tarih kokuyor;
Hititler, Lidyalılar, İyonlar, Urartular, Frigler, Bizanslılar, Selçuklular,
Osmanlı İmparatorluğu adını tek tek sayamayacağım bir sürü irili ufaklı
beylikler, boylar gelmiş geçmiş.
Anadolu’yu; Ahmet
Arif ne güzel anlatmış:
Beşikler
vermişim Nuh'a
Salıncaklar,
hamaklar,
Havva Ana'n
dünkü çocuk sayılır,
Anadolu’yum
ben,
Tanıyor
musun?
Yabancı
turistlerin, yerli turistlerin Anadolu’yu gezip, görmeleri boşa değil. Her
millet Anadolu’da geçmişini arıyor aslında. Bir kalıntı, bir yıkıntı turistler
için çok önemli, “Atalarımız burada ve böyle yaşamış” diyorlar.
Urfa’da
bulunan Göbekli Tepe dünya tarihine ışık tutuyor; doğru bilinen tarihi yeniden,
baştan yazdırıyor.
Tarihi eserler,
tarihi kalıntılar bu kadar hayati önem arz ederken; ülkemizdeki tarihi
eserlere, tarihi kalıntılara neden önem verilmez hiç anlamış değilim.
Tarihi
mekanların, tarihi eserlerin; tarihi kalıntıların, tarihi buluntuların durumu
içler acısı, günümüze kadar gelmiş yapıtlar yok olmaya yüz tutmuş durumda.
Neden?
Diyorum ki;
buralar restore edilse, korunsa, turizme kazandırılsa.
Bunu yapmak
çok mu zor?
Nedir bu
geçmişe husumet?
Geçmiş;
günahları, sevaplarıyla geçmişte kalmış, tarih olmuştur.
Geçmişten
günümüze kadar gelmiş tarihi kalıntıları, tarihi eserleri yok ederek,
gerçekleri değiştiremezsiniz.
Tarih,
yalanlar üzerine kurulmuşsa, hatalı, eksik, taraflı yazılmışsa oturur doğrusunu
yazarsınız.
Tarihi yok
ederseniz, geriye bir şey kalmaz.