OBB TV
SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ !

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ !

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ !

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ !

Hep söylüyoruz, yazıyoruz, anlatıyoruz ve farkında olmadan kendi sonumuzu hazırlıyoruz. Kısacası "İNSANOĞLU KENDİ SONUNU HAZIRLIYOR."

Ne söylersek söyleyelim ne anlatırsak anlatalım değişen bir şey yok. Görmüyoruz, duymuyoruz, işitmiyoruz.

Yani! ÜÇ MAYMUNU OYNUYORUZ.

Yaradan bizleri diğer canlılardan farklı kılmış.

Düşünebilen, muhakeme edebilen, ayrımı yapabilen.

Bizleri farklı kılan da bunlar değil m?

Ama maalesef bunların hiçbirini yerine getirmiyoruz.

Uyuştuk sanki…

Her gün televizyonlarda, gazetelerde çevresel felaketler gösteriliyor ve yazılıyor. İnsanlar ne yapıyor? Bakıyor, sadece bakıyor o kadar.

Yaşam kaynakları kuruyor, yok oluyor, canlılar ölüyor ve bizler öylece bakıyoruz.

Her şey can çekişiyor yine de öyle bakıyoruz.

Göllerimiz kuruyor, göçmen kuşların konaklama alanları yok oluyor denizlerimizde yaşam tükeniyor, ormanlarımız yanıyor, kirlilik artıyor, akarsularımız kuruyor, derelerimiz kirletiliyor canlılar ölüyor, besin kaynaklarımız kuruyor ve eko sistem bozuluyor biz hâlâ öylece bakıyoruz.

Beynimiz, duygularımız, reflekslerimiz uyuşturulmuş sanki.

Hey millet kendinize gelin!

Duyularınız görmüyor, işitmiyor ve hissetmiyor.

O zaman bunlar size niye tanındı, bu özellikler neden size kılındı? 

Yoksa acaba bizde robotik bir varlığa mı döndük?

Böyle devam edilirse çok dizlerimizi döver pişmanlıklar yaşarız ama iş içten geçmiş olur.

Toplum olarak duyarlı olmak zorundayız. Kendi ellerimizle mahvettiğimiz yaşam kaynaklarının daha fazla yok olmasına sebep olmadan kendimize gelelim mücadele edelim. Yaralarımızı saralım, iyileştirmeyi beraber yapalım.

Yaşam kaynaklarımızın tehlikeye girmesinin sebepleri belli olduğuna göre ki bu kanıtlanmış durumda, bu vahşiliğe son verip hep beraber duyarlı olarak harekete geçelim.

Yoksa birtakım güçlerin ve sermayenin oynadığı bu oyun karşısında çaresiz ve muhtaç duruma düşeriz.

“Üretmeyin, korumayın, düşünmeyin biz size gerekeni nasıl olsa veriyoruz” diyenlerin kölesi oluruz.

Tabii ki burada hepimize sorumluluk düştüğü gibi bundan daha fazlası yetki verdiğimiz yöneticilere de ciddi sorumluluk ve görev düşmektedir.

Hepimize görev düştüğü gibi yöneticilerin de aldıkları sorumluluk gereği bizleri bekleyen tehlikelere karşı önlemleri almaları ve bu doğrultuda çalışmaları acilen yapmaları gerekmektedir.

Zaman çok çabuk ilerliyor, bu nedenle acil uygulamalara ve yaptırımlara geçilmek zorunda.

Lütfen doğanın bize verdiği mesajları dikkate alalım. Çevreyi kirletmeyelim, kirletenlerle mücadele edelim, koruyalım ve kaybettiklerimizi geri kazanalım.

Bunun için derelerin,  göllerin denizlerin kirlenmesine sebebiyet veren unsurların bir an evvel kirletmeye zarar vermeyecek şekilde arıtmaları yapıp gerekli düzenlemeleri ve uygulamaları yapmalı, göllerin kurumasına sebep veren yanlış sulama tarımına son verip bilinçli sulu tarım uygulamasına geçmeli, su tüketimini bilinçli yapmalı, hep birlikte çevresel kirlilik yapmamalı doğayı kirletmemeli, ormanlarımızı daha fazla korumalı, bakıma almalı ve önleyici tedbirler alınmalı, atıklarımızı derelere, göllere, denizlere, ormanlara atmamalı, yağan yağmur sularını boşa denizlere akıtmamalı, verimli topraklarımızı kaybetmemeli, ekip biçmeli kendi kendine yeten toplum haline dönüşmeliyiz.

Diyorum ki üç maymunu oynamayı bırakıp kendimize gelelim. Son pişmanlık fayda etmez sonra?