OBB TV
KENTSEL DÖNÜŞÜM BASKISI İLE ZULMETMEYİN

KENTSEL DÖNÜŞÜM BASKISI İLE ZULMETMEYİN

KENTSEL DÖNÜŞÜM BASKISI İLE ZULMETMEYİN

KENTSEL DÖNÜŞÜM BASKISI İLE ZULMETMEYİN

Birçok devletin nüfusundan daha fazla nüfusu ilgilendiren (57 milyon) kentsel dönüşüm yasası iyi anlatılamamasından dolayı çok yanlış algılamalara sebep olmuş, yanlış, kontrolsüz, denetimsiz uygulamalar neticesinde mağduriyetler yaşanmıştır.

Hatalı bilgilendirmeler ve uygulamalar neticesinde “rantsal dönüşüm” olarak algılanmasına sebep olmuştur.


Hafızalarımızı tazelersek 1999 Marmara Gölcük depreminde yazılı kayıtlara göre 18 bin vatandaşımızı kaybettik. Sonrasında Van, Erzincan, İzmir gibi depremlerde birçok vatandaşımızı da bu süreç içinde toprağa verdik. Hatta deprem olmadan da mevcut binalarımız olduğu yerde yıkılmış ve can kayıpları yaşanmıştır. Neden? Çünkü mevcut yapı stokumuz maalesef doğal afetlere karşı dayanıklı değil.


Kentsel dönüşüm yapılıyor diye çok yoğun inşaat hamleleriyle bizlere uymayan bir yerleşim alanları ile modern hapishanelere mahkum edildik. Türkiye'nin birçok yerinde binlerce vatandaşımız mağdur oldu. Açık şeffaf olarak yürütülmesi gereken, aynı zamanda neden, niçin ve nasıl yapılması gerektiği hakkında doğru bilgi verilmediğinden haksız istekler ve yanlış anlaşılmalar ortaya çıktı.


Devletin şefkatli eli, “yakan el” hale sokulmasın! Son zamanlarda görüyoruz ki ilgili kurumlar, vatandaşı hâlâ doğru bilgilendirmeden, paylaşım yapmadan, kamulaştırma tehdidine başlıyorlar. Yasanın ayrıcalığından faydalanarak, zorla sözleşmeler imzalattırılmaya çalışılıyor.


Kamulaştırma ile korkutularak, doğru bilgilendirme yapmadan mülkiyet hakkını hiçe sayarak bu dönüşümü özüne uygun olarak yapamazsınız. İlgililere sesleniyorum, yaşanan mağduriyetlere lütfen daha fazla mağduriyet yaşatmayın.


Anayasal hak olan mülkiyetin kutsallığını hiçe sayarak kapalı kutu şeklinde, insanları bilgilendirmeden sözleşme imzalattırmaya son verin. Yoksa daha vahim olayların olmasına sebebiyet verebilirsiniz.


Vatandaşlara şeffaf olunmak zorunda. Onların anlayabileceği şekilde kentsel dönüşümün amacının ne olduğu, nasıl yapılacağı, neleri içerdiği ve finansal açıklamaları yapmadan bu işi sağlıklı çözemezsiniz.


Belediyeler ve ilgili kurumlar son zamanlarda bu bilgilendirmeleri ve paylaşımları yapmadan baskı unsuru olarak, hatalı söylem ve uygulamalar ile adeta çözümsüzlük yolunu seçmektedirler. Bu tavır ve hareketler süreci aslında hızlandırmaz, daha kötü olaylara sebebiyet verebilir.


Şeffaf olunmalı, bilgilendirici olunmalı, ayağı yere basan projeler somut olarak sunulmalı, rıza ve muvafakat gönül rızası sulh içinde çözülebilmeli. Can ve mal güvenliğini, toplumsal değerleri ön plana alan, kendi finansal kaynakları kendi içinden çıkabilecek uzun vadeli projelendirmeler yapılarak, finansal modellemesi çözülmüş kentsel dönüşüm çalışmaları sunulmalı, mülkiyet sahipleri sürece dahil edilmeli ve toplumsal uzlaşıyla yapılmalıdır. 


Özellikle belediyeler hizmet odaklı anlayışla bu olayı acilen ele alarak alan bazlı uygulamalara geçmek mecburiyetindedir.